GaripMirto

Fıkralar

 

Yusuf Aslan Fıkraları.


HOCA EFENDİNİN BAKKALINDA.
---------------------------
Bektaş-i Baba bakkaldan günlük "sabah kahvaltı alış verişini yaparken dikkatini çeken bir duruma vakıf olur.

Görür ki her gün değişik fiatlar, Bektaş-i Baba yahu bunun fiatı dün şu paha idi, bu gün bu paha olmuş "neden? diye bakkal,a sorar.

Bakkal hoca efendinin cevabı ise hazırdır.

Bektaş-i Baba, Bektaş-i Baba bu piyasa var'ya oynar piyasa, bundan böyle gayrı "sen" buna alışmalısın "der.

Bunun üzerine Bektaş-i Baba  o bakkala altı ay uğramaz.

Hoca efendi bir gün Bektaş-i Babayı görünce "dayanamaz sorar.

Yahu gözümün nuru Bektaş-i Baba niye bizim bakkala hiç uğramıyorsun "der, Bu seferde Bektaş-i  Babanın cevabı hazır.

Bire hoca efendi bu oynar piyasadan gayrı insanlarda oynar oldu.

Sende buna Alışmalısın.

Söz ..Yusuf Aslan. ( 1 )



CENNETE UÇMAK.
------------------------------

Betaş-i Baba, zaman zaman rüyasında uçarmış;

Bektaş-i buya "her uçtuğunuda hatununa anlatırmış.

Bektaş-i Baba bir gün yine rüyasında uçmaya başlarken, yatağında kollarını kuşların kanat gibi çırptığını gören bektaş-i ana "eyvah bizim herif gene uçup herhal cennete gidiyor;

Şu herif henüz uçmadan sırtına binem'de, hazır gitmişken bende cennete gidem "der.

Ve sıçrayıp Bektaş-i Babanın sırtına biner.

Bektaş-i ananın ağırlığından Bektaş-i Babanın nefesi kesilirken kan ter içinde uyanır.

Sırtında binili olarak hatununu görünce "yahu hatun sen bu ağır cüssenle beni öldürmek mi istersin yoksa sırtımdan inerek yaşatmak mı istersin" der.

Hatunu'da Bektaş-i Babaya "bire herif sen Cennete [Uçarak] hazır giderken bende sırtına bindim ki birlikte gidek "der.

Ve devam eder.

Peki" sen dünyada kalmak mı istersin yoksa uçup cennete gitmek mi istersin?

Söz: Yusuf Aslan . [ 2 ]

 

EMEKLİNİN YÜKÜ.

--------------------------------
bir seçim arefesinde adaylar, bektaşi babaya iaşe yardımı yapmak için ve aynı zamanda gururunuda incitmemek adına bektaşi babaya, bektaşi baba bizim bazı sorularımız var, bu sorduğumuz soruları eğer bilirsen her soru bir altın değerinde derler, bektaşide buyurun sorun der, adaylarda, bektaşiye sorularını yöneltirler, bektaşi baba soru bir. yermi ağır yoksa gökmü ağır derler, bektaşi arif, arife tarif gerekmez ikinci soruyu sormalarına gerek bırakmazken vallahi ben onu bunu bilmem ama, yerdede göktede EMEKLİNİN yükü pek ağır  der...

SÖZ Yusuf Aslan. >3.<
BEKTAŞİ ANA,NIN HALISI.

----------------------------------
sabah saat 5,de bektaşi baba uyanır, uykusu gelmeyen bektaşi baba yatağında sağa sola döndükce Bektaşi ana,da uyanır, bektaşi baba verdiği rahatsızlığı ört bas etmek için hatununa döner canım, gülüm, gözümün nuru ne ediyin der, Hatunuda bektaşiye dönerek bir elinin tersiylede gözlerini oğuşturarak, halı dokuyum herif halı sabahın köründe der, bunun üzerine bektaşi baba,da yatağından kalkarak evin içinde dolaşmaya başlar, bu seferde hatunu sorar bektaşiye, sabahın köründe böyle ne edersin  herif der, Bektaşi,de şu senin dokuduğun halıları evin içine serdim,de güzel olmuşmu, olmamışmı diye gezinip bakınıyım der. 

Söz: Yusuf Aslan >4.<
ÇOCUK AKLI.

--------------------------------
Ccedil;ocuğun biri, adamın birinin peşi sıra koşar ve atlar adamın kucağına sarılır boynuna papa papa deye hem söylenir hemide sever adamı, adamcağız şaşar kala kalır, bu esnada çocuğun annesi koşar adımla çocuğunu almaya gelir, ancak çocuk elindeki boyalı kalemle,de annesinin yüzünü boyamaya başlar, bu esnada adam çocuğa iyi güzel hoş yapıyorsun anneni boyuyorsun,da, be çocuk, ya ben senin baban değilsem annene nasıl affettireceksin kendini Söz: Yusuf Aslan>5.<
CENAZE ARABASI.

-----------------------------------
Bektaşi baba ile bektaşi ana manavda satış yaparken ,bir gün Cenaze Arabası manavın önünde durur, şöförü manava gelir, Bektaşi ana,yı şaka yollu korkutmak için Bektaşi baba, şöföre hangimizi götürmeye geldin der şöför ise ben bu dünyayı çok sevenlerin taşımacılığını yapıyorum, peki siz bu dünyayı ve dünya malını çok sevenlerdenmisiniz deye sorar bektaşi baba'da,desene biz gene bu seferde kurtulduk der, ŞÖFÖR o niye peki diye sorar, bektaşi'de fakir her gün ölümü düşünür, zengin ise rüyasında bile malına mal katmayı düşünür, Eeee, bizde bu dünyayı ve dünya malını ahrete götürecek kervana sahip değiliz ya ;

Söz: Yusuf Aslan >6.<
BİR CENAZE YEMEĞİNDE.

--------------------------------
Bir cenaze yemeğinde iki bektaşi yan yana otururlar, hoca efendi mevlüt,ü KUR,AN,ı okuduktan sonra herkes Amin der eller yüze sürülür ve indirilir Ancak bizim bektaşilerden birinin elleri havada çenesi inip kalkar 1,dakika 2, 3, dakika 4,ncü dakika halen bizim bektaşinin elleri havada çenesi inip kalkıyor Ancak ikinci bektaşi müdahale eder, ellerini indir duanı bitir der dua eden bektaşi müdahale eden bektaşiye yan yan bakar işime karışma der 5,nci dakikada ellerini yüzüne sürer ve indirir Yolda giderken bektaşi duada geciken bektaşiye sorar neden ellerin havada kaldı idi ,duada geciken bektaşi yahu dişlerim takma olduğu için ağzımdaki lokmayı damağımla ezmeye çalışıyordum ama sen niye bana müdahale ediyordun der Bektaşide ne bileyim kardeşim duada takılıpda ellerini havada unuttun zannettim
Söz: Yusuf Aslan >7.<
VARSIN DEĞİRMENCİ ZANNETSİNLER.

-------------------------------------
Bektaşi Ana, Bektaşi Babayı,da alarak uzaktan misafir gelmiş akrabalarını ziyaret etmek ve hoş geldin demek için kardeşinin evine giderler, hoş beş,ten bir müddet sonra kahveler gelir, evin genci kahvesini dizinin üstündeki yastığın üzerine kor. ama ne yazıkki yanında oturan gelin hatun bir hizmet için ayağa kalkınca yastığa değer ve kahve ,Bektaşi babanın üzerine dökülür, üstü başı kahve bulaşığı içinde kalır, bir müddet sonra tekrar sorarlar. ya, bektaşi baba çaymı içersin yoksa cola,mı içersin, bektaşi baba cevabını hazır bir şekilde nazikane olarak iletir, vala sevgili dostlar sağa, sola, üste, başa, dökülecek bir şey getirmende isterse bir çuval un getirin, pasaklı deyeceklerine, varsın değirmenci zannetsinler.

Söz: Yusuf Aslan. >8.<
PADİŞAH HAZRETLERİNİN MİSAFİRLERİ.

-----------------------------------
Padişah hazretlerinin kıymetli misafirlerinden Papaz efendi, Sofu baba, ve Bektaşi baba bu üç misafir bahçede bir araya gelip keramet ehli olmaktan dem vururlarmış, Papaz efendi ben çanı çalarken içime şeytan giriyor, içime şeytan girmeyipde İSA, efendimiz girseydi ben şimdiye göğe ererdim der, bu arada sofu babanın hayallere daldığını gören bektaşi baba, huuu, sofu baba gene hayallere daldın deye uyarınca sofu baba, Papaz efendi gibi kilisede günde Kırk kere çan çalıncaya kadar, bektaşi baba gibi, günde iki kadeh bade ile Hakka erer Cennetin kapısına dayanırdım der, Bektaşi Baba,ya söz gelince bire zındık putperestler, sizde benim Hakka yakın olduğumu bildiğiniz için kolay yoldan cennete gitmeyi yeğliyorsunuz, Ancak,ki sıra ile beni sırtınıza alırsanız bende, ağrıyıp incinmeden, yorulmadan, Cennet,in yolunu tutarım der.
Söz: Yusuf Aslan >9.<
BEKTAŞİ, GARİP MİRTO BABANIN ALMANYA HİKAYESİ.

-----------------------------------
Bektaşi, garip mirto baba ile delinin mahmut baba,almanyaya nasıl gidebiliriz diye durum muhakemesi yapmaktan dem vururlarmış.Bir ara garip mirto baba : yahu mahmut baba şu bizim dada mercan ana almanyaya gidiyormuş,ona almanya serbestmiş.Aynı zamanda onun karnıda büyük olduğundan ikmizde onun karnına sığarız, onun karnına girekte almanyaya geçtikten sonra ben önden ,sende arkadan çıkarsın,böylelikle almanyayıda görmüş oluruz . Ne dersin bu işe bire mahmut baba !. Olur bire garip mirto baba olur . Daha sonra mahmut baba, ak yıldız babaya durumu arz eder .Akyıldız babada duruma şöyle açıklık getirir . Garip mirto baba orada yine insan olarak çıkarda , senin ne çıkacağından şüpheliyim.Bu durum mahmut babada aksi tesir yaratır.mahmut baba ataşa düşer,yaktın beni garip mirto baba yaktın beni.deyerek dolanır ----- NOT: Sevgili canlar : bu ismi geçen şahıslar hakkın rahmetine kavuşmuşlardır .Allahtan rahmet dileriz . Mekanları cennet olsun.Onlardan bize kalan espiri mahiyetinde bir fıkradır..Saygılarımla.
Söz: Yusuf Aslan >10.<
BEKTAŞİ BABA,NIN SUNA GELİNİ.

------------------------------------
Bektaşi baba bir proğram dahilinde Ailesini tatil için gah yaylaya, gah Hacı Bektaş,a götürürmüş, tatilin birinide köyünde geçirmek istemiş, Ailece köydeler, köydeler ama suna gelinin yüzünden düşen bin parça, Bektaşi babanın aklından bir fırtınanın kopacağı geçmeye başlarken, suna gelin aslı olmayan, söze başlar, vay efendim siz benim hakkımda falanlara şöyle demişsiniz, böyle demişsiniz, Bektaşi baba hemen duruma el kor, bire kızım, sende bu çene ile bu şeytani güç var iken ,hemi senin kayınvalidenin, hemi onun kayınvalidesinin, sözlerinde ferman, dillerinde derman, canlarında canmı kalır.bire evladım.
Söz: Yusuf Aslan >11.<
BEKTAŞ-İ BABA,NIN MANİLERİ.

----------------------------------
Bektaşi baba 40, yılda bir köyüne eşi, dostu görmeye gider, şans bu ya tanıdığı mollanın birinin hastanede yattığını duyar,bektaşi baba, diğer tanıdığı mollalarla hastaneye ziyarete gider,hastaya Allahtan sihhat ve şifalar dilerler, ziyaretin kısası makbulünü düşünen bektaşi baba 5-6, saat kalınca koridorda gezen bekci başına yaklaşarak kulağına bir şeyler der. bunun üzerine bekci başı efendi, ziyaret saati bitti deye bektaşi babayı ve mollaları kovar, bir ara mollalar bektaşi babaya sen o bekci başının kulağına ne dedinde o bekci başı hepimizi kovdu derler, bektaşi baba, bekci başının kulağına okuduğu maniyi birde mollalara içtenlikle şöylece okur.
-----------------------
HER KAPIYI ÇALMALISIN,
HER Bİ YERE BAKMALISIN
BENİM KARNIM ÇOK ACIKTI
BU MİLLET-İ KOVMALISIN.
SÖöz: Yusuf Aslan >12.<
KARIŞMAYIN HAKKIN İŞİNE.

-----------------------------------
Diyarı gurbetin bir ucunda bazı insanlar bir araya gelir, yurtlarını yuvalarını kururlar, ve bütün insani görevlerini yerine getiren bu insanlar, sonunda Ayin Başpiskoposluğu için anlaşmazlığa düşerler. O memleketin han,ında konaklamış olan Bektaşi babaya durumu arz ederler,Bektaşi babada o başpiskoposluk yerinin kendisine gösterilmesini arz eder,ve o yeri gören Bektaşi baba Kıble tarafına Postunu serer ve o bölümü dergaha çevirir. bunu gören o insanlar yahu Bektaşi baba biz seni bize, aramızdaki anlaşmazlığı çözen deyi getirdik, sen ise burayı Bektaşi dergahına çevirdin derler, Bektaşi babada benim sizlere vakıf olmam gerekiyorsa, o zaman karışmayın hakkın işine, bu kadar putperese bir Bektaşi çokmu yani.
Söz: Yusuf Aslan >13.<
>07.09.2008.<
BEKTAŞ-İ BABA'NIN BAYRAMI.

---------------------------------
Emekli olan Bektaşi baba,emekli maaşını Ayın belli bir gününde alırmış. bir gün Ramazan Ayının sonlarına doğru,Bektaşi baba, Hoca oğlunun bakkalında hoca oğlu ile birlikte geçmişlerden dem vururken, Oruçlu olan Hoca oğlu Bayramın gelmesini arz ederek,yahu Bektaşi baba ne zaman Bayram olacak biliyormusun deye sorar, Bektaşi baba,da bre Hoca oğlu, yarın Maaş günü benim Bayramım, ancak sende ne zaman öğlen yemeğine başlarsan, işte o zamanda senin Bayramın?
Söz: Yusuf Aslan >14.<
>23.09.2008.<
BEKTAŞ-İ BABA'NIN BAYRAMLIK KURBANI. [YENİ]

-----------------------------------
Bektaşi baba bir akrabası ile bayram arefesinde kurban almak için mal pazarına giderler sıkı bir pazarlık sonucu kurbanlık için bir Keçi alırlar, bektaşi babanın akrabası keçinin ipini tutarak çeker, bektaşi babada arkalarında keçiyi sürer. amma keçi bu inatlığı tutar, ön ayaklarını yere dayar gitmez ha gitmez, bu arada keçi ipini koparıp kaçmasınmı, işte ne oluysa bundan sonra oluyu, bektaşinin akrabası olan adam oda keçinin peşinden, bektaşi babada onların peşinden bir koşuşturmaca başlar, bir çıkmaz sokakta keçiyi sıkıştırırlar,amma keçi bu başıyla bir kapıya vurup içeri girer akraba olan adamda peşinden girer keçiyi yakalamak isteyince bir arbede içinde keçi gene bir kapıya başıyla vurup bir içeri daha girer, içeride duş alan evin hanımı çıkın dışarıya, çıkın dışarıya diye feryat ederken, bektaşinin akrabası Ya bizim keçii deyerek üçüde banyonun içinde pervane gibi dönüp dururlar, dışarıdan bu duruma vakıf olan bektaşi baba bu vehametli durum için şöyle bir mani okur,
************
BÜTÜN ALEM TANISIN BU KEÇİYİ.
BİR VURUŞTA HER KAPIYI AÇIYI
HAYVAN DİYE UMURSAMAZLIK ETMEYİN
HER KAÇIŞTA BİR HAMAMA KAÇIYI.
Söz.Yusuf Aslan>15.<
>07.10.2008.<
BEKTAŞ-İ DEDE'NİN TORUNU.

----------------------------------
Akşam Tv,nin başında dede ile torun ve bütün aile hep birlikte haber dinlerken, Torun olan çocuk dede'den bir bilgisayar isteğinde bulunur, ve dede'sinden sözünü alır, sabah oluncada torun dede'sine hadi dedem gidelimde bilgisayarı alalım der, dede'de şafak atar, hayırdır a benim güzel torunum bu bilgisayar işide nereden çıktı deye sorunca, torunuda akşam bana söz verdinya dede'ciğim beraber gidekte bilgisayarı alak diye ısrar eder. dede'si bir daha sorar benim güzel torunum, benim akşamki halım durumum nasıldı acaba, hele o durumumuda bi güzelce söylesene bana der. torunuda bi gaflet içinde, Dede sen akşam Tv'yi seyrederken, ufak ufakda demleniydin deyince, Dede'side hah işte o zaman o anlaşma kabul olmaz, niye kabul olmaz, çünkü işin içine şeytan girmişde ondan kabul olmaz, a benim güzel torunum, şimdi biz o şeytanı bulup def edekte ondan sonra bilgisayarı alak der. bunun üzerine torunu kucağına bir kucak taş toplar ve her yerde şeytanı aramaya başlar, bir başka çocukda aha şurada şeytan var deyince kucağı taş dolu çocuk gider bakarki orda şeytan falan yoktur, kucağındaki taşlarıda yere dökerek dede'sine gider, dede bir çocuk şurada şeytan var diye beni kandırdı ancak ben her tarafa döne döne baktım amma şeytan falan göremedim. hemide ben bilgisayarı almaktan vaz geçtim, benim anladığım kadarıyla en büyük şeytan insan oğludur deyince, Dede torununun bu anlamlı sözüne karşı torununuda yanına alarak gider emanetini alır torununa verir ve sorar, a benim güzel torunum Dede'lerde şeytan olurmu acaba. torunuda, duruma bağlı Dedem ancak onlar her zaman Dede'dir;
Söz: Yusuf Aslan>16.<
>23.10.2008.<
 

 

Bu dünyadan bir Garip Mirto sessizce gelip geçti.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol